
Juicing günümüzde meyve/sebze suları ile beslenme yöntemine verilen isimdir. Henüz kendisine Türkçe uygun bir isim bulunamadığı için biz de burada kendisinden "juicing" olarak söz edeceğiz. Güzel dilimizi kullanma ısrarları olursa, şu an elimizdeki tek alternatif 'sulanma' kelimesidir. Yeşil su ve sebze suyu olarak kullanımları da mevcut olmakla birlikte, bu aslında bize göre terimi yanlış bir şekilde kısıtlandırmaktadır. Çünkü juicing içeriği aslına bakarsanız rengarenktir.
Gerçekten Faydalı mı Yoksa Geçiçi bir Moda mı?
Geçtiğimiz yıllarda her köşe başında pilates, zumba , soul cycle yerleri açılmaya başladı, tüm spor salonları bunları bünyelerine ekledi. Şimdi ise menülere alkali sular, doğal yemekler ekleniyor, organik dükkanlar açılıyor, juicing firmaları kuruluyor, çiğ beslenme (raw food) restoranları açılıyor.
Bunlara bir moda, bir trend demekten ziyade bir uyanış sonrası değişimin başlangıcı diyebiliriz belki. Sağlıklı yaşamın sağlıklı beslenme, zinde bir vücut, dingin bir zihin ile mümkün olacağını anladık. At, avrat, silahtan zihin-beden-ruh üçlemesine sıçrama yapmaya çalışıyoruz. Artık ne yediğimizi bilmek istiyoruz. İşlenmiş gıda istemiyoruz. Yeni türeyen hastalıklar, alerjiler için ilaç almak istemiyoruz onlardan kökten kurtulmak istiyoruz. Bedenimizin kontrolünü elimize almak istiyoruz.
Bunun geçiçi bir moda olduğunu söylemek uyanışı reddetmek olur ve bu hiçbir şey anlamadğımız anlamına gelir. Çünkü insan sağlıklı yaşam felsefesinden vazgeçmez. Hayatta kalmak, sağlığını korumak insanda bir içgüdü, bir reflekstir. Ancak şu anki popülerliği birazda yeni olmasından kaynaklı. Ne zamanki gündelik hayatın bir parçası olacak o zaman popülerliği azalacaktır.
Yemek mi İçmek mi?
Öncelikle içmenin yemeğe göre şu avantajı bulunmaktadır. Her gün rahatça bir bütün ananas suyu içebilirsin, ancak bunu hergün yemeğe kalkarsan rüyalarına girmeye başlayabilir. Hergün sebze/meyve suyu içmek yemeye oranla kesinlikle çok daha kolaydır!
Meyveyi yediğin zaman sindirilemeyen lifler emilimi %71'e kadar düşürür ve yaklaşık 3-5 saat sürer. Oysa meyvenin suyunu içtiğimizde bu emilim %68'lere kadar çıkar ve sadece 10-15 dakika sürer. (kaynak: book:I juice for life)
Juicing aslında gıda takviyesi almak gibidir. 20 dakika içinde tüm besinler vücudunda dolaşmaya başlar. Juicing emilimi %99 larda iken en iyi sindirim sistemine sahip bir insanın katı yemekteki oranı bunun yarısına ulaşmamaktadır. Ayrıca juicing sırasında katı yemeği sindirmek için harcanan enerjiye de gerek kalmaz.
Domatesi pişirmenin içindeki likopen antioksidanın etkisini 5 kat artırtığı bilinir, ama domatesi blenderdan geçirmek de aslında aynı etkiyi sağlar.

Meyve ve sebzeler içerdikleri vitaminler, enzimler, mineraller harici aslında çok önemli başka bir şey de sağlarlar. Su hayatın kaynağıdır. Bilindiği üzere insanoğlu açlığa dayanır ama susuzluğa dayanamaz. İnsan vücudunun %65'i sudan oluşmaktadır. Hatta bazı organlarda bu oran çok daha fazladır. Örneğin beyinde bu oran %80'lere çıkar. Suyun hayatımızdaki önemi bu kadar ortadayken, bircoğumuz hala yeterli miktarda su tüketmiyor. Hatta tam tersi, çay ve kahve gibi likid gıdaları su yerine koyarak vücudundaki su oranını daha da düşürüyor.
Meyve ve sebze suları, suyun yanı sıra içerdikleri vitaminler ve mineraller açısından da bizim için çok önemliler. Greyfurt, portakal, limon gibi narenciye ürünler C Vitamini bakımından çok zengin iken, havuç suyu bize beta karoten formunda A vitamini sağlar. Yeşil suların çoğunluğu E Vitamini içerir. Meyve ve sebze suları ihtiyacımız olan demir, bakır, potasyum, sodyum, iyot, magnezyum ve benzeri temel mineralleri de bize sunar ve aslına bakarsan bu şekilde alınan mineraller sindirim esnasında en rahat assimile edilenlerdir.
Meyve/sebze suyu sindirilemeyen lifleri elimine ettiği için juicing olarak alınan besinler meyveyi/sebzeyi bütün yiyerek alınandan fazladır. Örnek vermek gerekirse bir havuç yediğimizde lifler sebebi ile beta karotenin sadece %1'ini alırken çiğ havuç suyunu içtiğimizde bunun nerdeyse %100'ünü alabiliriz.
Taze meyve/sebze suları aynı zamanda büyük bir enzim kaynağıdır. Burada meyve ve sebzenin tazeliği çok önemlidir. Çünkü enzimler ısı ile tahrip olur. Yemeği pişirdiğin zaman, bu ister et ister sebze ister meyve olsun, 114 derece üzerindeki ısılarda tüm enzimler yok olur. Meyve ve sebzenin suyunu sıktığında ise herhangi bir ısıl işlem uygulanmadığı için enzimler hala yaşayabilir.
Isıl işleme tabi tutulmamış Çiğ (Raw) Beslenme ve Juicing yöntemleri şu an tedavi amaçlı dahi kullanılmaktadır. Bu alanlardaki pozitif sonuçlar kayda değerdir. (bkz Gerson Terapi)
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) açıklamalarına göre günümüzde çoğumuzda %50 vitamin, %60 mineral eksikliği bulunmaktadır.
Peki Günün birinde herkes sadece Juicing mi yapacak?
Tabii ki hayır. Beslenme yöntemlerinde tek bir doğrudan bahsetmek yanlış olur. Çünkü dünyada herkes için gelir-geçer bir beslenme yöntemi olması çok doğru gözükmemektedir. Hatta bırakın tüm insanları, bir kişi için bile tek doğru olmayabilir. Bu zamana ve koşullara göre değişir. Ancak Juicing'in günlük öğünlerde yerini almasında fayda vardır.